28 Temmuz 2015 Salı

Kaymayan Yıldızlar

 Lisenin ilk gününü hiç unutmuyorum. Kocaman bir kalabalık, küçük Silivricikte herkes birbirini tanıyor, çoğu insan birbirinin ilkokul arkadaşı. Bir ben kalabalığın içinde yalnız başıma yürüyor, kendi sınıfımın sırasını arıyorum.
 Sınıfa girdim, arkalarda bir sıraya iliştim. İlk zamanlar sessiz sakin geçerken bir baktım en ön sırada bir kızın yanı boş, bir cesaret o kızın yanına oturdum. Arka sırada da dünya tatlısı bir çocuk var. "Selam" dedim. Gülümseyerek "selam" dediler. Şimdi anlıyorum ki lise boyu sürecek kadim dostluğumuzu selamlamışım.
  Birkaç ay geçti. Sınıfa utangaç bir kız geldi etrafını masum masum süzen. Kolundan tuttuğum gibi arkadaşımla oturduğum sıramıza aldım onu üçüncü kişi olarak. Ve minik grubumuza bir üye daha katıldı. Son üyeyi de ikinci senemizde bulduk.
  Ve bir lise macerası başladı...Her sabah uyanıp da acaba bugün nasıl bir macera beni bekliyor diye düşündüğünüz oldu mu? Her sabah sınıfın kapısını gülümseyerek açıp, çıkışta uzun bir süre görmeyecek gibi dostlarınıza sarıldınız mı? Eğer dışarı paltosuz çıkarsanız sözlü notlarınızı düşürürüm diyen hocalarınız var mıydı? Çimlerde yuvarlandık, geceyi konserlerde ertesi sabahı sınavlarda geçirdik, koridorlarda dans ettik, kantinlerde pasta savaşları yapıp gecenin bir yarısı okul koridorlarında birbirimizi korkuttuk. Her şeyden ötesi, ömür boyu kaybetmeyeceğimiz dostlar kazandık. Gruplaşma nedir bilmeyen insanların arasında kendimiz olduk; bizi biz olduğumuz için seven sıcak kalplerle ısındık. Mezuniyet gecesi bittiğinde arkama bakıp bana bu güzel dört yılı veren okuluma baktım. Hayatıma ne çok renk, ne çok mutluluk kattın be lise. Sen ileride torunlarıma anlatacağım hikayelerin kaynağı olacaksın. En büyük "iyiki"lerimin kaynağı..Teşekkür ederim.
 Ve şimdi, lise biterken ve minik grubumuzun her üyesine farklı bir yol gözükürken, aramızdaki bağları düğümleyip yollarımızı kesiştirecek yeni yollar arıyoruz. Sanki karanlık bir odada gözüken bembeyaz bir yolda ilerliyoruz; her bir adımda karanlık azalıyor. Her bir adım, her bir seçim karanlığın içinde parıldayan yeni yıldızlar demek.
  Eski fotoğraflara bakıp hüzünlenmek yerine neden hüzünlenecek yeni fotoğraflar yaratmayalım ki? Evet, bir daha beraber kep atamayacağız. Evet, bir daha mezuniyet balosunda boğaza karşı bardaklarımızı tokuşturup sonsuza kadar dostuz diyemeyeceğiz. Ama biz birbirimize ömür boyu ağlayacak omuzlar hediye ettik. Gözyaşlarımızı paylaştık. En kötü anlarda birbirimizden güç aldık, dostluğumuz dayanmak için güç verdi, kahkahalarımız anıları ölümsüzleştirdi.
   Ve o an geldiğinde, karanlığın içindeki yol göründüğünde, ilk adımı atmamız için cesaretlendirdik birbirimizi. Çünkü bazı yıldızlar vardır ; o adımı ileri de geri de atsanız ömür boyu parıldayacak, size yol gösterecek olan.. Sakın o yıldızların kaymasına izin vermeyin...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder