23 Ağustos 2014 Cumartesi

Ağustos Karıncası

  Ne yazık ki zorlu, sıkıcı ve işkenceden farksız bir sene beni ve milyonlarca genci bekliyor.. Önce bateri kursumu bıraktım, sonra yazmayı ve en son da uykuya sırt çevirdim.. Test kitapları üst üste dizilip yavaş yavaş sonu bitmeyen bir gökdeleni oluştururken, hiç bir şekilde kendimi enerjik hissettirmeyen kahveler dostlarım oldu.
  Daha yazın bitmesine bir hafta var; ancak yaz benim için uzun zaman önce bitti. Matematik kitabını açtığım an sert bir kış rüzgarı yüzümü yaladı. Ürperdim. Saatler problemlerin arasında yavaş yavaş öldü sanki.. Daha her şeyin başlangıcı olmasına rağmen çok genç var benimle aynı durumu yaşayan. Bazıları ailenin yüz karası, bazıları son umut kırıntısı.. Doktorların içinde bir tembel ve başarısız bir ailenin son umudu yanyana oturuyor bir köşede. Bir tarafta ne bir üniversite hayali kurmuş ne de geleceğinin tek bir köşesini bulmuş çocuklar.. Ve gününü gün eden, gülüşen ağustos böcekleri. Ben kesinlikle bir karınca değilim; tıpkı bir ağustos böceği olmadığım gibi. Ağustos karıncasıyımdır belki de. Şimdi çalışır çalışır, sınavlara girer çıkar ve güneş yüzü görene kadar çalışırım; dayanabildiğim kadar.
  Ah, ah! Benim pembe dünyamda ne adaletli ve ne harika eğitim sistemleri vardı halbuki. Parolamız "Gençlik bir kere yaşanır!" idi. Yazlarını ve kışların bir kısmını güzel geçirip, kara kışta bir düzene uyacak; öyle çalışacaktık. Dersane-Okul-Ev üçlemesi ve araya sıkıştırılmış bir gram uykunun sağlığa zarar olduğunu düşünüyorum ben. Sadece bedene de değil, ruhum da birkaç yaşı atladı sanki.
  Ancak pembe dünyamı şimdilik kendime saklamam gerek. Tabi bu pozitif olmama engel değil. Hayalimizdeki gelecek için, üniversite için, meslek için ve en çokta hayatın en parlak dönemi olan "gençlik" için çalışıyorum. Logaritmalar ve Yazım Kuralları gençliğimi güzel geçirmemi sağlayacaksa, sıradaki durak Cilalı Taş Devri!

Haftasonu Müziği

Çok sevimli bir müzik daha.. Kahvenizin yanınızda olduğundan emin olun :)

15 Ağustos 2014 Cuma

Bir Parça Şiir

İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için, sevmekten korkuyor.
Sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık görmediği için.
Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için.
Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için.
Duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktuğu için.
Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğinin kiymetini bilmediği için.
Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için.
Ve ölmekten korkuyor aslında yaşamayı bilmediği için.
W.SHAKESPEARE

11 Ağustos 2014 Pazartesi

Haftasonu Müziği

Joy FM'i seviyorum çünkü bana yeni müzikler kazandırdığı gibi unuttuğum harika müzikleri de hatırlatıyor ..

7 Ağustos 2014 Perşembe

İtaly Top 5 Memory

1. Venedik'te güzelim San Marco Meydanı'nda kollarımı açıp yürüyordum. İlk bir kumru geldi sağ koluma. Selam ufaklık. Bir tane de omzuma kondu. Sol avcumda bir miktar mısır, birden hepsi doluştu sol elime. Bir tane de başıma kondu; yuva mı sandı yavrucak acaba. Mısırlar bitti, dostlukları bitmedi. Hepsi uçtu, biri kaldı. Omzumdaki ile gezdik meydanı. Vedalaştık ve ayrıldık birbirimizden. Hoşçakal sevgili kumru.
2. Lucca'da cumartesi gecesi. Harika bir konser var, bileti yok. Arkada özel bir alan bulduk; biletsiz kalan, müziksever turistlerle dolmuş. Kendimizi onların arasında sıkışıp, müziği dinlemeye çalışırken bulduk. Aniden bir şey oldu; gök gürledi ve tüm yağmurunu üzerimize boşalttı! Oradan oraya koşuşturan turistler, lokantalara sığınan çinliler, binaların duvarlarına yapışan Avrupalılar... Yalnızca ben ve arkadaşım kalana dek tüm alan boşaldı birden. Tek hızını kesmeyen şey, konser oldu. Ve birden, müzik sihrini kullandı. Yağmurda dansetmeye başladım. Arkadaşım da bana katıldı. Ve dansettik, ve kahkaha attık, ve etrafımda döndüm. Kollarımı gökyüzüne uzatıp etrafımda dönerken, etrafım yağmur ve müzikle kaplandı. Oradan oraya gülerek koşarken, bir tarafa sığınmış turistler de gülerek bizi izliyor; hatta bazıları videomuzu çekiyordu. Bir tanesinin ritim tutuğunu bile gördüm. Ve bir kez daha çok sevdiğim iki şey birlik oldu; içime tatlı bir mutluluk doldurdu. Yağmur ve Müzik. Always and Forever.
3. Toscana'nın küçük kasabalarından küçük bir otelindeyim. Tüm gün yağmur yağdığından gezmeye fırsat bulamamışız. Otelin bana bir sürprizi var; bir piano. Görür görmez yüzümde güller açtı. Bir tuşa basmamla çıkan nota, küçük otelde yankılandı. Bir nota daha, ve bir tane daha... Birden şefimiz Luigi duyup geldi yanıma. İngilizce ve italyanca karışık övgüler ve devam etmemi isteyen sesini duydum. Uzun zamandır çalmadığım müzikler, parmaklarımdan dökülürken Luigi personelleri başıma çağırmasın mı! O heyecanla hatalar yaptım, ancak umursamadılar. Böylece küçük otelin her bir çalışanına acemi bir konser vermiş oldum. Sanatın kalbinde sanat yaptım!
4. Siena Katedrali... Anıdan ziyade güzelliği betimlemektir bu.. Her bir deseninde ayrı bir ayrıntı, her ayrıntısında farklı bir şahaser.. Heykellerin donuk gözleri hüzünlü bakışlarla süzüyor bizi... Kükreyen bir aslan, sanatçının sihriyle taş kesilmiş sanki.. Tüm heykeller, eskiden canlı kanlı insanların büyüyle taşlaşıp heykelleşmesine benziyor.. Hayalgücüm, çok güzel hikayeler yaratabilir bu görkemden.. İçi de dışı kadar kusursuz olan bu yer, kalbimde derin iz bırakıyor.
5. Montepulciano adlı bir kasabaya geldiğimizde, buranın New Moon filminin çekildiği yer olduğunu öğreniyorum. Eskiden izlediğim filmin son sahnesini hatıralayıp, arkadaşla eğlence için yeniden çekiyoruz sahneyi. Sahnede geçen kapıya gidip, karakterlerin yaptılarını yaparken çok eğleniyoruz. Sonradan çektiğimiz video ile filmin o sahnesini karşılaştırdığım bir film hazırlıyorum. Efsane filmim ile Oscar bile kazanabilirim bence :D

Kumru Dostlarım


Konsere Gelen Grup : The National